gb

Yeni bir yılın gelişini kutlamak üzere, ablam ve eniştemle yılbaşı gecesi bir araya gelmiştik. Evde sıcak bir atmosfer hakimdi; ablam yılbaşı süslemeleriyle evi özenle dekore etmiş, her ayrıntıyı düşünmüştü. Tüm odalarda hafif ışıklarla sarılı çam ağacı, kırmızı mumlar ve küçük, parıldayan ışıklar vardı. Bu görüntü, hepimize huzur ve mutluluk veriyordu. Masada özenle hazırlanmış mezeler, çeşit çeşit atıştırmalıklar, büyük bir hindi ve yılbaşına özgü tatlılar yer alıyordu. Her şey yılbaşı ruhuna uygun, samimi bir akşam geçireceğimizin sinyallerini veriyordu.

Gecenin başında oturup sıcak çaylarımızı yudumlarken geçmiş yılın nasıl geçtiğinden bahsediyorduk. Herkes, o yılın kendisine getirdiklerini ve bir sonraki yıl için umutlarını dile getiriyordu. Ablam, işinde çok yoğun bir yıl geçirdiğinden bahsetti, ama sonunda yaptığı çalışmaların karşılığını almıştı. Eniştem ise yeni yılın daha az stresli geçmesini dilediğini söyledi. Sırayla herkes, geçmiş yılın muhasebesini yaparken gülüyor, eğleniyor, bazen duygusal anlar yaşıyorduk.

Biraz sonra ablam sofrayı hazırlamaya başladı. Masaya geçip birbirimize kadeh kaldırırken, içimizde o geceye ait anıların değerini daha o anda hissettiğimizi fark ettik. Her kadeh kaldırışımızda bir dilek tutuyorduk; ben içimden yeni yılın bize daha çok mutluluk, sağlık ve huzur getirmesini diledim. Ablam ve eniştemin gözlerinin içi gülüyordu; onların mutluluğunu görmek, bana o anı daha da özel kılıyordu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, eniştem ortaya bir kutu çıkardı. Kutunun içinde yılbaşı oyunları için hazırlanmış çeşitli kartlar, sorular ve küçük görevler vardı. Her birimiz sırayla kutudan kart çekip görevleri yerine getirmeye başladık. Kartlardan biri, birbirimize geçmişten komik birer anı anlatmamızı söylüyordu. Sıra bana geldiğinde, çocukken ablamla birlikte yaptığımız bir şakayı anlattım. Küçükken ablamla birlikte enişteme ufak bir oyun oynayıp onu korkutmuş, sonra da birlikte kahkahalarla gülmüştük. Bu anıyı hatırlayınca hepimiz gülmeye başladık; o günlerdeki masumiyet ve neşe, o an içimizi ısıttı.

Eniştem, geçmişe dair hikayeler anlattıkça kahkahalar daha da çoğaldı. Ablam, bir başka hikayede komik bir yanlış anlamadan bahsetti ve bunun üzerine hepimiz kahkaha attık. Hikayelerin ardından, eniştem müziği açtı ve hep birlikte dans etmeye başladık. Şarkılar, herkesin bildiği ve dans etmeye doyamadığı eski, neşeli melodilerdi. Dans ederken hepimizin yüzünde kocaman gülümsemeler vardı. Ablamla el ele tutuşup kendi uydurduğumuz dans figürlerini yaparken, eniştem bizi izleyip alkışlıyordu. Bu sırada fotoğraflar çekildi, gülüşlerimiz fotoğraflara yansıdı.

Saatler gece yarısına yaklaştığında hepimiz heyecanla geri sayım yapmaya başladık. Saat 12’yi gösterdiğinde, büyük bir coşkuyla yeni yılı karşıladık. Herkes birbirine sarıldı, “Mutlu yıllar!” dilekleri ve dualar havada uçuştu. O an, kalbimde tarifsiz bir mutluluk hissettim. Sevdiklerimle birlikte, sıcak bir ortamda, yeni bir yılın başlangıcını kutlamanın anlamını en derin şekilde yaşıyordum.

Yeni yılın ilk saatlerinde, ablam ve eniştemle oturup geleceğe dair planlarımızdan ve hayallerimizden bahsetmeye başladık. Herkesin gözlerinde yeni umutların ışığı vardı. Ablam, yeni yılda daha çok seyahat etmek istediğini, eniştem ise yeni projelere başlamak istediğini anlattı. Ben ise kendime daha çok vakit ayırmayı, yeni hobiler edinmeyi ve her günü dolu dolu yaşamayı hedefledim.

O gece, ablam ve eniştemle birlikte geçirdiğimiz yılbaşı gecesi, hayatımın en güzel anılarından biri olarak kalacak. Birlikte geçirilen her anın, paylaşılan her kahkahanın, sarf edilen her güzel dileğin, bu anıyı eşsiz kıldığını hissettim. Ve belki de yılbaşında yaşadığımız o sıcaklık, yeni yılın bize getireceklerinin en güzel başlangıcıydı.