Deprem nedir? Neden meydana gelir?

Dünyayı yumurta gibi düşünün. Yumurtanın sarısı dünyanın çekirdeği, yumurtanın ak kısmı mağma denilen eriyik halde sürekli hareket eden akıcı malzemeden oluşan Mantoyu, yumurtanın kabuğu ise Litosfer denilen üzerinde yaşadığımız karaları temsil eder.

Tek fark yumurta kabuğu bütün halindeyken dünyanın kabuğu parçalar halindedir. Bu parçalara Levha denir ve 10 tane büyük, çok sayıda da küçük  levha var. Bu levhaların üzerinde ise okyanus ve denizler ile insanların yaşadığı kıtalar var.

Dünyanın bu levhaları, suyun üstünde yüzen tahta parçaları gibi akıcı mağmanın üzerinde yüzüyorlar. İşte depreme neden olan olay burada başlıyor. Dünyamızın çekirdeği yaklaşık 6000 santigrat derece sıcaklığa sahip. Bu sıcaklık, eriyik sıvı haldeki mağmayı hareketlendiriyor. Isınan mağma yükseliyor ve üzerinde yaşadığımız levhaların altına çarpıyor ve levhaları sürüklüyor.

Levhalar devasa büyüklükte ve ağırlıkta. Bu yüzden mağma bu devasa levhaları bir anda hareketlendiremiyor. Yavaş yavaş sıkıştırıyor ve uzun sürelerde yavaş yavaş hareket etmesi gereken levhalar, biriken sıkıştırmaya daha fazla dayanamıyor ve biranda hareket ediyorlar. Bu esnada ortaya devasa büyüklükte enerji açığa çıkıyor. Bu enerji, dalgalar şeklinde yayılarak deprem veya zelzele dediğimiz sarsıntılara yol açıyor.

Bazen bu sarsıntılar karaların içlerinde Fay adı verilen yeni kırıklar oluşturuyor.

Levhalar mağmanın etkisiyle hareket ettikçe, fay kırıkları boyunca oluşan sarsıntılar, deprem veya zelzele dediğimiz bir kaç saniyeden, bir kaç dakikaya kadar uzanan periyotta açığa çıkıyor.

Yani deprem, levha sınırları ile kara içlerindeki fay kırıklarında gerçekleşiyor.

Bu şekilde levha sınırları ile fay kırıkları boyunca gerçekleşen depremlere, tektonik depremler denir.

Bazen volkanik patlamaların etkisiyle, bazende yer altındaki mağara ve boşlukların çökmesiyle de deprem oluşur. Ancak bu Volkanik ve Çökme olayları sonucu gerçekleşen depremler çok dar alanlarda etkilidir ve sarsıcı güçleride zayıftır. En tehlikeli ve en çok görülen deprem, levha sınırları ile fay kırıkları boyunca oluşan tektonik depremlerdir.

Depremleri inceleyen bilim dalına Sismoloji, depremi ölçen alete sismograf denir. Depremler Richter ölçeği denilen bir ölçüm birimiyle sınıflandırılır.

DEPREMLERİ ENGELLEMENİN YOLU VAR MI?

Mağmayı hareketlendirip, depreme yol açan, dünyanın çekirdeğindeki yaklaşık 6000 santigrat derecedeki sıcaklıktır. Dünyamızın çekirdeği bu sıcaklığıyla, mağmayı ısıtıp hareketlendirdiği sürece depremler devam edecek. Ancak dünyamızın çekirdeği sıcaklığını kaybedip mağmanın hareketlenmesi durduğunda, depremlerde duracak. Çekirdeğin ne zaman soğuyacağı ise henüz bilinmiyor. Ancak birkaç milyar yıldan daha kısa sürede soğumayacağıda biliniyor.

Yani depremlerle yaşamak zorunda olduğumuz gerçeğine alışsanız iyi olur.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Bu içerik korunmaktadır !!