Sonuna çok güldüm

Bir zamanlar, bir baba oğlunu evlendirmiş ve onu evlerinin üst katına yerleştirmiş. Oğul ve gelin yeni hayatlarına başlarken, bir süre sonra babanın dikkatini çeken bir şey olmuş. Gerdek gecesinin ilk günlerinden itibaren, yatak odalarından garip takır tukur sesler gelmeye başlamış. Bu sesler, birkaç gün boyunca aralıksız devam etmiş.
Bir süre sonra babanın sabrı tükenmiş ve oğluna sormaya karar vermiş. Kendi tarzında bir soru sormuş: “Oğlum, siz ne yapıyorsunuz da bu tür garip sesler geliyor?”
Oğul, başlangıçta babasına bir şey söylemek istememiş ama babası ısrar edince, sonunda dayanamayarak durumu açıklamış: “Baba, aslında bir stil geliştirdim. Karımı öyle yapıyorum ki… Her gece çok eğleniyoruz!”
Baba şaşkın bir şekilde sormuş: “Oğlum, bana da o stili öğret, ben de ananı öyle yapayım!”
Oğlu, babasının isteğini kırmayarak yöntemini anlatmaya başlamış: “Baba, yapacağınız şey çok basit. Gardolabın başına çıkıp, karımın üzerine atlıyorum, öyle yapıyorum!”
Ertesi sabah, baba ve oğul balayına gitmişler. Balayında, baba bir telgraf göndermiş: “Annen öldü STOP *ikim kırıldı STOP sitilini *ikiyim STOP”
Bu komik olay, baba-oğul ilişkilerinin ne kadar renkli ve eğlenceli olabileceğini gösteriyor. Tabii ki her şeyin ölçülü ve doğru olması gerektiğini unutmayalım!
Fıkra 1: Bir köyde bir doktor, köylülerden birine diyor ki: “Beyefendi, size sağlıkla ilgili kötü haberim var. Sadece üç gün ömrünüz kaldı!”
Köylü üzülmüş, “Ama doktor bey, ben üç gün önce sağlıklıydım!” demiş. Doktor cevaplamış: “O zaman, size başka bir şey daha söyleyeyim. Eğer daha fazla yaşamak istiyorsanız, bana üç gün borçlusunuz!”
Fıkra 2: Bir gün Nasreddin Hoca pazara gitmek için evinden çıkmış. Birden, bir adam ona yaklaşmış ve demiş ki: “Hoca, yolda bir köpeğin ölmüş. Ne yapalım?”
Nasrettin Hoca cevaplamış: “Köpek ölmüşse, buna ben ne yapabilirim? Yolda ölen hayvanlara acımak boşuna! Ama bana bir önerim var. Köpeği alıp, pazarda satabilirsiniz. Hem de taze köpek! Kimse fark etmez!”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.